You may also like
Kendi sessizliğimizi yaşıyoruz, İçimizde fırtınalar kol gezerken. Ağaçlar kökünden, çicekler topraktan kopmuşken, Biz sessiz kalıyoruz! Korkuyoruz belki de kaybetmekten, Sessizliğin koruyuculuğunu, Sükudun […]
Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde, zamanların en yavaş aktığı zamanlarda, uzak uzak diyarlarda bir kaplumbağa yaşarmış. Bu kaplumbağa biraz farklıymış […]
Bir alışveriş merkezinde (adını vermek uygun olmayabilir) bir süre önce karşılaştığım üzücü bir manzarayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Resim gördüğünüz manzarayı görünce şaşırmadım […]
Üç yıl olmuş da geçmiş üstünden. Günler günler olmuş da unutulmuş kelamlar, yazılmak yerine kağıda, hep bir köşesine iliştirilmiş aklın. Her konudaki […]
One thought on “LA – Nazan Bekiroğlu”
ne zaman ki, kalmak için değil uğrayıp geçmek için kadem bastığımız, kök attığımız değil kısa bir gölge saldığımız şu dünyada bir cennet sürgünüyle yazgılandığımı anladım ve kelimeler kitabı-çift isimler sahifesinde, âdem’le havva’nın yanına bir de habil’le kabil’i ekledim. o zaman anladım anlatma zamanının geldiğini.
hikâyenin ismi düştü dilime bir gece: lâ.
illâ, dedim.
bir ömür boyu aradığım hece harfinin lâ olduğunu bildim.